8 Kasım 2017 Çarşamba

Bisiklet Eğitimi

       Merhaba arkadaşlar; bisiklet kullanımının yaygınlaşması amacıyla bir çok farklı bisiklet oluşumunun, gönüllülük esasıyla özverili çalışmalarına tanık oluyoruz. Hiç şüphesiz ki bu konuda gösterilen  çaba ve emekler her türlü takdiri hak ediyor. Ancak  bisiklet kullanımına örgün eğitim kurumlarında bir eğitim konusu olarak yer verilmedikçe hedeflenen noktaya gelmekte çok zorlanılacağı inancındayım. Bu çerçevede bisiklet kültürünün yaygınlaşamamasının en az bisiklet kullanımı kadar önemli olduğunu vurgulamak gerek. Bugün yaşadığımız çevrede bisiklet kültürünün yeterince yaygınlaşmaması nedeniyle bisiklet kullanıcıları , bisiklet kullanmayan genişçe bir kesim tarafından zaman zaman suçlanmakta, bisiklet yolları, işgal edilmekte, yollarda sıkıştırmalara maruz kalabilmekte hatta hatta bisiklet kıyafetleri nedeni ile bile zaman zaman ötekileştirilmekteler. Tüm bu sorunların azaltılabilmesi bugün gösterilen çabaların yanında bu konuda eğitim programlarının hazırlanması ve okullarda uygulanması ile mümkün.


   Bisiklet ulaşımın dışında sadece bir spor olarak düşünüldüğünde bile okullarda uygulanan beden eğitimi dersinde voleybol, futbol, basketbol gibi konulara yer verilirken, bisiklet sporuna, ders programı içinde yer verilmediği görülmekte. Bir sosyal faaliyet olarak düşünüldüğünde ise okullarda edebiyat, fotoğrafçılık, satranç, gezi, bilim ve teknoloji v.b. bir çok kulüp varken bisiklet başlığı bu kulüpler arasında yer almamakta. Bu durumun en önemli sebeplerinden birisi Milli Eğitim Bakanlığı tarafından bisiklet ve bisiklet kullanımına yönelik bir eğitim programı içeriğinin olmaması. Okullarda bisiklet ve bisiklet kullanımına ilgi duyan öğretmenlerin sosyal kulüp faaliyetlerinde bisiklet ile ilgili etkinliklere mesafeli durmasının önemli nedeni ise etkinlikler sırasında öğrencilerin karşılaşabileceği kaza gibi olumsuz durumlara karşı sorumluluk almak istememeleri.
     Bugün bisiklet platformlarının bisiklet ve bisikletli ulaşım konusunda yaşanan  sorunları daha çok yerel yönetimler üzerinden çözmeye çalıştıklarını görüyoruz. Kişisel olarak bu yaklaşımın doğru ama eksik olduğu kanısındayım. Bisiklet sporu ve bisikletli ulaşım konusunda bisiklet oluşumlarının yerel yönetimlere ek olarak başta Milli Eğitim  olmak üzere diğer karar verici mekanizmalara yönelik taleplerini de oluşturması gerekir. Bu çerçevede İl ve İlçe Milli Eğitim müdürlükleri ile irtibata geçilerek okullarda öğrenci ve öğretmenlere yönelik çeşitli bilgilendirme seminerleri düzenlenmesi mümkün. Ayrıca yine İl ve İlçe Milli eğitim Müdürlükleri ve Bakanlık muhatap alınarak bisiklet eğitimi ihtiyacı ve içeriği konusunda bir takım talepler oluşturulabilir. Elbette talep edilecek eğitimin içeriğinin de önemli olduğunu vurgulamak gerek. Önerilere göre üzerinde bazı eklemeler ya da çıkarmalar mümkün olmakla beraber aşağıdaki konu başlıklarının örnek olarak bisiklet eğitimi içeriğinde yer alabileceği inancındayım.

  • Neden bisiklet
  • Dünyada ve Türkiye'de bisiklet kullanımı
  • Bisiklet seçimi.
  • Trafikteki haklar ve sorumluluklar
  • Bisiklet kazalarında acil yardım
  • Teknik özellikler
  • Bisiklet Bakımı
  • Temel bisiklet ekipmanları ve özellikleri
  • Doğru bisiklet kullanımı
  • Şehir içi trafiğinde bisklet kullanımı
  • Grup sürüşleri
  • Farklı zeminlerde bisiklet kullanımı
  • Tur bisikletçiliği
  • Bisiklet Güzergahları

      Elbette bu konular üzerinde bazı değişiklikler, eklemeler çıkarmalar yapmak mümkün. Bisiklet üzerine bu gibi konu başlıklarının yer aldığı bir örgün eğitim programının hazırlanmasının ve okullarda uygulanmasının bisiklet kullanımının gelişmesine çok önemli katkıları olacağı bir gerçektir. Hepinize daha çok bisikletin kullanıldığı, her yere bisikletle güvenle gidilebildiği günler dilerim.

3 Mart 2017 Cuma

Bir Gün İzmir'de Bisiklet Binersen


Bilenler bilir, bisiklet binmekten çok daha fazlası İzmir'de bisiklet binmek.
Belli mi olur belki bir gün, sen de gelirsin.
Belki Balçova tepesine teleferik ile değil de bisiklet ile çıkarsın
Ya da bir İzmir manzarası'nı Karaburun'a kadar Çatalkaya'dan izlersin.
Gürlek şelalesine bisikletle gidip ayaklarını soğuk suya  sokmayacağından eminmisin.
Kordon'da bisikletin üzerinde dostlarla sohbet ederken rüzgarın yüzüne çarpmayacağı nereden belli?
Belki tanımadığın bir bisikletli'ye yolda  iyi günler dersin.
Kimbilir mutlu eder bu seni. Olamaz mı?
Sasalı'da bisikletin üzerinden flamingoları seyredersin belli mi olur?
Ya da sana gülümseyen bir çocuğa Bostanlı'da el sallarsın.
Bir gün Kayadibinde kahvaltı yaparsın dostlarla belki?
Orman da koşan bir sincabı senin de görmeyeceğini bilebilir miyiz?
Belki de bir gün bir arkadaşın da eşlik eder sana Ilıca'ya gider, güneşe karşı birlikte kadeh kaldırırsın
Olmaz deme. Bir gün bir biskletçi seni Spil'e,  Karagöl'e, Mahmut Dağı'na götürür. 
Hiç bilemezssin.
Belki yolda biraz yağmur da yağar, ya da biraz yorulursun. 
Emin misin biraz ıslanmanın da yorulmanın da hoşuna gitmeyeceğinden?
Sana "Buraya kadar bisikletle mi çıktınız?" diye soranlara gülümseyerek evet dersin belki.
Hiç bilinmez.
Yüzünde gülümsemesi, ışıltılı bisikleti ve renkli kıyafetleriyle bir bisikletçi karşılar bir turda belki seni.
Kimbilir birlikte bisiklet ile Seferihisar'a gider Sığacık'ta denize girersiniz.
Foça'ya gidersiniz belki Seyrek yolundan,
Ya da Urla Demirci'ye gidersiniz belki.
Çok güzel anılarınızın olmayacağını kim bilir oralarda.
Bir ayın son cumasında bir bisikletçi seni ikna eder ve Konak'ta "Arabadan in bisiklete bin" sloganlarına eşlik edersin.
Olmayacak şey mi?
Bir eylül günü en süslü kıyafetlerin ile bisiklete binip süslü kadınlarla tanışmana ne engel olabilir ki?
Ya da bir gün Otizmli çocuklara bisiklet kullanmayı öğretmek istemeyeceğinden emin misin?
Güneşli bir pazar günü tarih aşığı bir biskletçi sana Agora'yı Kemeraltı'nı, Karantina'yı bisikletle gezdirir,
Bilmediğiniz bir İzmir tarihi anlatır size.
Belki bir gün İzmir'de bisiklet binersin ve tüm bunlar olur.
Ya da binmezsin olmaz.




17 Şubat 2017 Cuma

Selanik'li Bisiklet Şampiyonu Cavit Cav

   Bisiklet tarihimize şöyle bir bakıldığında bütün bisiklet severlerin tanıması ve hakkında bilgi sahibi olması gerektiğine inandığım bir isim çıkıyor karşımıza "Cavit Cav". Yaşamı boyunca bisiklet kullanımı için büyük çabalar sarf etmiş olan Cavit Cav'ın bisiklet camiasında bile yeterince tanındığını ve sahip çıkıldığını söyleyebilmek ne yazık ki mümkün değil. Bugün Türk sporunun sporunun bir çok alanında da yaşandığı gibi bisiklet sporuna da imkansızlıklar içinde başlayarak büyük mücadeleler vermiş  bir isim Cavit Cav. 1905 yılında Selanik'te doğan Cav aynı zamanda Mustafa Kemal ATATÜRK'ün hemşehrisi. Hatta değerli şairimiz Sunay Akın'ın anlatımlarına göre  Cavit Cav'ın teyzesi  Mustafa Kemal ATATÜRK'ün süt annesi.


     Gençlik yıllarında pazarlarda satış yaparken bisikletle tanışan Cavit Cav bir kaç bisiklet daha alarak İstanbul'da bisiklet kiralamaya başlar ve İstanbul halkı bu sayede bisikleti daha bir yakından tanıma fırsatı bulur. Bisiklet kullanmanın yanı sıra bir bisiklet tamirci dükkanı da açan Cavit Cav bu alanda ticarete de atılır. Cav Türkiye'de şehirler arası bisiklet turunu gerçekleştiren  bisiklet sporcumuz olması açısından da önemli. İstanbul'da düzenlen tüm hız ve dayanıklılık yarışlarını kazanan Cavit Cav olimipiyatlara katılan ilk milli bisiklet sporcumuz. Ancak bu konuda da tarihe geçecek trajikomik bir talihsizliğin de kurbanı. Olimpiyatlarda kullanılacak bisikletin olimpiyat komitesi tarafından verileceği düşünüldüğü ve  bisiklet temin edilmediği için Cav olimpiyat yarışlarına katılamadan diskalifiye olur ve yarışlara katılamaz. Bu nedenle Cavit Cav olimpiyatlara katılma hakkı elde edip katılamadan geri dönmek zorunda kalan tek mi,lli sporcumuz. 1927 yılında balkan birincisi olan sporcumuz 1928 yılında olimpiyatlara tekrar katılır. Amsterdam'da düzenlenen olimpiyatlarda 1000 metre yarışını 14. cü  4000 metre takım yarışını ise 9.cu olarak tamamlar.


       Türkiye'de üretilen ilk bebek arabasının üreticiliği ile sanayi alanında da faaliyet gösteren Cavit Cav aynı zamanda engelli arabaları ve çöp konteynırları üretimi de yapmıştır.1982 yılında hastalanan ve hastalığı sırasında tıp öğrencilerinin eğitimlerinde kullanılacak kadavra bulamadıkları konusunda bilgi alan Cavit Cav  ölmeden önce hasta yatağında şu sözleri sarfeder." Ben Cavit Cav, olimpiyatlara katılan milli atlet, Türkiye Cumhuriyeti’nin büyük sanayicilerinden, buradayım ve biliyorum çok ömrüm kalmadı. Bu yataktan kalkamayacağım. Bedeni mi bu ülkenin bilimi aydınlansın diye, gençler öğrensin diye kadavra olarak bağışlıyorum.” Bu bağış Türkiye'de yapılan ilk kadavra bağışıdır. Bugün Cavit Cav halen tıp fakültesi öğrencilerinin eğitimine katkıda bulunmaya devam etmektedir. Bisiklet sporunun hangi zorluklara göğüs gerilerek yapılmaya çalışıldığı konusunda örnek bir isim olan Cavir Cav 'ın toplumsal hafızamızda hak ettiği yeri bulması dileklerimle

17 Ocak 2017 Salı

Biliyor musunuz Neden Bisiklet ?

  Henüz aktif bisiklet kullanıcısı olmayan değerli dostlar, değerli, yakınlarımız sizlere seslenmek isterim. Bilir misiniz neden bıkmadan, usanmadan hep bisiklet, bisiklet deriz biz?  Neden sabahları uyumak varken, ısrarla, bazen hava bile aydınlanmadan, bazen soğukta o kadar hazırlığı yapıp, onca kıyafeti giyip, bisikleti asansörle indirip heyecanla yollara düşeriz? Neden onca sıkıştırmalara düşmelere, kırıklara yaralanmalara,  rağmen, yollardayız.? Neden üşümeyi hatta ıslanmayı seçiyoruz?

        Tutku deyip içinden çıkmak belki mümkün ama tutku da  her şeyi açıklıyor olmaz sanırım. Bisiklete bindiğimiz için bisiklet yolları, bisiklet parkları gibi bir takım taleplerimiz yok sadece. Asıl istemediklerimizi de bisiklet binerek söylüyoruz biz. Mesela öyle yüksek yüksek gökdelenleri ve onların yarattığı trafiği istemiyoruz.Öyle şehrin içinde çok hızlı giden bir trafiği de istemiyoruz, Ve sıkıştığı için yavaşlamış, bir adım gidemeyen bir trafiği de Ya da otobüslerde dolmuşlarda mutsuzluğu yüzünden okunan, birbirinden gülümsemeyi eksik eden insanlardan da olmak istemiyoruz. Korna seslerinin, motor gürültülerinin olduğu trafikte, egzoz gazlarını içimize çekerek var olmak ta hiç hoşumuza gitmiyor. Bu haldeki bir şehir değil bizim istediğimiz. Ve sanırım  sizler de tüm bunları istiyor değilsiniz.


        Bilmem farkında mısınız sizin bize ve bizim sayımızın artmasına çok ama çok daha fazla ihtiyacınız var? İnanın ki yaşadığınız şehir biz bisiklet severlerin sayısı arttıkça daha güzel olacaktır. Sizlerin ve çocuklarınızın daha güvenli bir trafikte, daha temiz bir havada, daha güzel bir şehirde, yaşaması bizlerin sayısının artması ile mümkün.


      Bizler şehrin trafiğinden sıkıldığımızda sizin gitmediğiniz yerlere gidiyor, sizin görmediğiniz yerleri görüyoruz. Sizin araçlarınızın içinde sadece geçtiğiniz yerlerde rüzgar bizim yüzümüze vuruyor. Sizin farkına varamadığınız yolları, çiçekleri ağaçları, denizi görüyor, varlığını hissediyoruz. Bazen ıslanmanın, üşümenin bile nasıl güzel olduğunu biliyoruz artık. Yorularak dinlenmeyi öğrendik. Otobüs ve metrolardaki gibi selam vermediğimiz kişiler değil birlikte yolculuk ettiğimiz dostlarımız. Patlayan bir lastiği birlikte değiştiriyoruz, birlikte yoruluyor birlikte dinleniyoruz.  Karşıdan gelene selam veriyoruz.Oyuncağımız bisiklet bizim, çocukluğumuzdan beri belki doymadığımız, bugün hala elimizden alınmasını istemediğimiz. Biz belki oyun oynamayı seviyoruz. Belki de çocuk yanımıza sahip çıkıyoruz bisikletle.


     Yollarda bizi kalabalık gördüklerinde alkışlayanlar var, ya da kornaya basanlar, "Yarışıyor musunuz siz?" diye soranlarla her turda karşılaşırız."Sizin hiç işiniz gücünüz yok mu?" diyenlerle de. "Sabahın köründe boş ver nereye gideceksin yat uyu" diyenler çok yakınımızdadır. Ya da bu saatten sonra senin ne işin var bisiklette düşüp bir yerini kıracaksın" diyenler. Bu kadar para bisiklete ödenir mi diyenler nedense parçası olmadıkları bir hayat biçiminin ne kadar kötü bir seçim olduğunu ispatlama çabası içinde gibidirler. Belki de tam olarak farkına varılamayan şudur. Biz bir seçim yaptık. Sadece spor yapmayı değil bir hayat biçimini seçtik. Hayatımızın içine bisikleti aldık. Böylelikle spor da girdi hayatımıza. Her bir taşını, çiçeğini, havasını hissederek gezdiğimiz gördüğümüz yerlerin ve dostlarımızın sayısı arttı. Gelin sizler de katılın bisikletli yaşama. İnin arabalarınızdan, binin bisikletlere. İnanın özgürlüktür bisiklet, hayattır.

Fotoğraflar İçin Sevgili Utku Ilgaz ve Çağrı Funda Arıkan'a teşekkürler

Lütfen daha nitelikli paylaşımlar için eleştiri, öneri ve beğenilerinizle ilgili aşağıdaki bölümden yorum yapmayı unutmayın. Keyifli ve kazasız pedallamalar.

16 Ocak 2017 Pazartesi

Kadın ve Bisiklet

    Bugün kendi varlığının, öneminin farkında ve hayata katkısının bilincinde olan kadınlar,  yaşamın her alanında bir var olma çabası içinde. Zorlu bir mücadeleyi gerektiren bu çaba ne yazık ki, bir çok ağır bedeller sonunda karşılığını ancak bulabiliyor. Aile ve çalışma hayatında, sosyal ilişkilerde sayısız ayrımcılıkla ve cinsiyetçi tutumlarla karşılaşan kadınlar, bisiklet kullanabilme konusunda da bir çok engelle ve engelleme ile yüz yüze. Kabul etmek gerekir ki kadınların bu engellemeler karşısındaki mücadeleci duruşu büyük bir saygı ile beraber bir büyük desteği de  da hak ediyor.


    Özellikle aşırı gelenekçi yaklaşımlar kadın bisiklet kullanımının önüne geçen nedenlerin en başında geliyor. Bugün bir çok il ve ilçede halen kadınların bisiklet kullanımı tepki ile karşılanmakta. Bisiklet kullanan kadınlara karşı ön yargılı engelleyici ve dışlayıcı tutumlar gösterebilmekte. Bu açıdan bakıldığında bisiklet kullanarak kadın aslında sadece bisiklet kullanmakla kalmıyor. Kendi hayat alanının sınırını da kendi çiziyor. "Kadınsın sen, doğru değil bunu yapman" diyenlere kafa tutuyor belki de. Kadının yaşamını, çocuk doğurmak, yemek, temizlik yapmak, evinin kadını olmak verilenle yetinmek gibi klişelerle sınırlayanlara kadının cevaplarından biridir aslında bisiklet binmek. Ben varım ve kendi hayatıma, mutluluklarıma sahip çıkacağım demenin bir başka yoludur.


   Evet bugün sosyal hayatın içinde kendine yer açabilmiş kadınları bisiklet binerken görebilmek mümkün elbette. Onlar hayata bir bisikletin üzerinden bakabiliyorlar. Bisikletle doğanın tadına varıp,sporun keyfini yaşıyorlar. Gitmek istedikleri yere bir bisikletle gitmenin ne kadar mutluluk verici olduğunu çok iyi biliyorlar. Ama bu kadarına sahip çıkmak için bile bedel ödemek zorundadır bugün kadınlar. Yollarda karşılaşılan tacizler, sıkıştırmalar, laf atmalar, onaylamayan bakışlar bu konuda verilebilecek en kötü örneklerden. Tabi tüm bu tepkilere yakın çevreden gösterilen tepkileri de eklemek gerek. Kadının özellikle tek başına bisiklete binmesine aile içinden gösterilen olumsuz tepki hiç de küçümsenecek düzeyde değil. Bugün bu koşullarda bisiklete binmeye çalışan kadınlara yakın çevresinden sürekli sorumluluk hatırlatması yapılarak baskılar yapılmaktadır. Kadının asli sorumluluğunu annelik, ev işleri, temizlik olarak gören bu bakış, başarılı olduğu zamanlarda evin içine hapsolmuş, kendi mutsuzluğunun bile farkında olamayan, yüzü gülmeyen ve sadece başkaları için yaşayan kadınları karşımıza çıkarmakta.


    Bana ne deyip geçemeyiz bu duruma. Mutluluk ta mutsuzluk da bulaşıcı çünkü. Yer açılmak zorunda kadına. Kadın erkek, hepimizin yüzünün gülmesi, mutluluğu için. Her yerde daha fazla bisiklet kullanan kadın olmalı mesela.  Daha çok kadın bisikletle işe gitmeli, daha çok kadın patlayan lastiğini kendi değiştirebilmeli. Hatta geçmeli bisiklet kullanan kadın sayısı erkek sayısını. Umuyorum ki bu konuda bir olabiliriz güç verebiliriz birbirimize. Hep beraber arabadan inip, hep beraber bisiklete binebiliriz.

Lütfen daha nitelikli paylaşımlar için eleştiri, öneri ve beğenilerinizle ilgili aşağıdaki bölümden yorum yapmayı unutmayın. Keyifli ve kazasız pedallamalar.

11 Ocak 2017 Çarşamba

Bisiklet Kullanım Alışkanlığı Araştırması-2

       Değerli dostlar bisiklet kullanım alışkanlığını ölçmek üzere  geçtiğimiz hafta 10 soruluk kısa bir anket çalışması paylaştık sizlerle. Anketimiz 17/01/2017 tarihinde sona ermiştir. Anket sonuçlarına ve değerlendirmelerine buradan ulaşabilirsiniz




Bisiklet Kullanım Alışkanlığı Araştırma Anketi Sonuçlari

      Merhaba arkadaşlar sizlerle bisiklet kullanımı üzerine geçen hafta yaptığımız anket araştırmasını paylaşmıştık. Anketle ile ilgili sonuçlarını ve sonuçları ilgili değerlendirmeleri  paylaşmadan önce anketimize katılarak destek veren tüm dostlara çok teşekkürler.   
     Profesyonel bir çalışma olamamakla beraber bisiklet kullanımı üzerine yapılan bu anketin bazı önemli sonuçlara işaret ettiğini ifade etmek gerekiyor. Anket ile ilgili paylaşım ve duyurular özellikle bisiklet grupları üzerinden yapılması nedeniyle ankete katılımın hemen tamamının aktif bisiklet kullanan kişilerden oluştuğunu söylemek sanırım yanlış olmayacaktır. 1 hafta boyunca sürdürdüğümüz ankete toplamda 2356 kişilik bir katılımcı sayısı oluşmuştur.  Anket sonuçlarının yüzdelik dağlımı ve bu dağılımlar ile ilgili yaptığımız değerlendirmeler aşağıdaki gibidir.
 
     Aktif olarak bisiklet kullananlar içindeki kadın ve erkeklerin oranı hakkında bilgi edinmeye çalıştık bu soruyla. Ortaya çıkan sonuç bize kadın bisiklet kullanım oranının, erkeklere göre çok daha düşük olduğunu gösteriyor. kadın bisiklet kullanımının önündeki bazı engellere daha önce "Kadın ve Bisiklet" adlı yazımızda da değinmiştik. Bununla beraber bu ankette ortaya çıkan kadın bisiklet kullanım oranının  oldukça düşük olduğunu, bu konunun üzerinde önemle durulması gerektiğini ifade etmek gerekiyor.


     
    Ortaya çıkan bu oranda bisiklet kullanımının 26-40 yaş arasında yoğunlaştığı görülmekle beraber 40 yaşın üzerindeki bisiklet kullanım oranının yaklaşık % 29 olduğu ve 13-25 yaş arasındaki bisiklet kullanıcılarından daha fazla olduğu dikkat çekiyor. Toplumda belli bir yaşın üzerindeki insanların bisiklet kullanımına zaman zaman gösterilen tepkiye rağmen bisikletin kendine her yaştan kullanıcı bulması önemli bir sonuç.


     Bisiklet kullanıcılarının büyük bir çoğunluğunun yolda karşılaşabilecekleri sorunlara karşı hazırlıklı olduğu görülüyor. Bununla beraber bisiklet hakkında hiç bir teknik bilgiye sahip olmayanların oranının %13,2 olması ve bu oranın aktif olarak bisiklet kullanıcıları içinden çıktığı göz önünde bulundurulduğunda  bu oran önemli bir sonuç. Grup sürüşlerinde ortay çıkan teknik sorunların dayanışma ile üstesinden gelinse bile, bireysel sürüşlerde karşılaşılan teknik sorunlar büyük sorun haline gelebilmekte. Bu nedenle belki de başta çeşitli grup etkinlikleri içinde olmak üzere bisiklet üzerine bazı temel teknik konularda uygulamayı da içeren eğitimlerin düzenlenmesinin önemli olduğu görülüyor.


 Bu soruda özellikle 0-500 TL  arasında bisikletlerin kullanım oranının dikkat çektiğini düşünüyorum. Elbette her kullanıcı bisiklet tercihinde bulunurken kendi bütçesine göre hareket edecektir. Ancak bununla beraber güvenli bir sürüş için bir bisiklette minimum bazı standartların da olması gerektiği bir gerçektir. Özellikle 500 TL nin altındaki bisikletlerin çoğunlukla marketlerde satılan ve bisiklet üzerindeki  ekipmanların bir standardı olmayan bisikletler olduğu düşünüldüğünde bisiklet kullanıcılarının büyük bir çoğunluğunun bu durumun bilincinde olduğu görülmekte. Ankete katılanların büyük bir çoğunluğunun ise bisiklet için 1000-3000 TL arasında bir bütçe ayırdığı görülüyor.


   Bu soruya verilen cevapların oranı bize göstermektedir ki aktif bisiklet kullanıcılarının büyük bir çoğunluğu hangi sürüş için hangi bisiklet kullanması gerektiği hakkında yeterli bilgiye sahip. Bu gerçekten sevindirici bir oran. Bu soruda kullanıcıların % 72,5 gibi yüksek bir oranı sadece genel bir bilgi sahibi olmakla kalmayıp aynı zamanda bisiklet çeşitlerinin özellikleri, avantaj ve dezavantajları hakkında da bilgi sahibi olduğunu ifade etmektedir. Bu durum bisiklet tercihinin bilinçli yapılması açısından da olumlu. Elbette bu konuda farklı değerlendirmelerde bulunabilmek de mümkün.


     Bisiklet kullanımının artmasının önündeki en can alıcı sorunların ne olduğunu belirlemeye çalıştığımız bu soruya verilen yanıtlarda "Bisiklet yollarının yetersiz olması" ile beraber Bisiklet kültürünün tam olarak oluşmamış olması" seçenekleri oldukça ön plana çıkmakta. Kişisel olarak  çok önemsediğim bu iki maddeden özellikle toplumda bisiklet kültürünün oluşması için çok çaba sarf edilmesi gerektiğine inanlardanım. Bu konuda bisiklet kültürünün oluşabilmesi için ilköğretim okullarında okullarda verilecek bisiklet eğitimini de içerecek, yerel yönetimlerin ve bisiklet ile ilgili tüm aktörlerin aktif rol aldığı bir eylem planı oluşturulmalı ve faaliyete geçirilmelidir diye düşünüyorum.



      Bu soruya verilen cevaplarda da bisiklet yolu talebi ön plana çıkmakla beraber yerel yönetimlerden olan diğer beklentiler de bisiklet yolu taleplerine oldukça yakın oranlardadır. Örneğin belediye araçlarında bisiklet taşınmasına yönelik taleplerin % 26,12 lik bir değerle oldukça yüksek bir orana sahip olduğu görülmekte. Bisiklet kullanıcıları özellikle teknik sebeplerle ile yolda kalınan zamanlarda ya da kötü hava koşullarında belediye otobüslerinde bisiklet taşınmaması nedeni ile mağdur olabilmektedir.



   Bu soruya verilen cevaplarla ortaya çıkan oranlar da göstermektedir ki bisiklet kullanımı aile içinde bile bir mücadeleyi gerektirmektedir. Aile içinde bisiklet kullanımının tamamen destekleyerek, bisiklete hayatının içinde yer açanların oranı  % 26. Ayrıca  bisiklet kullanımın tamamen karşısında duran % 7,7 lik oranında önemli olduğunu belirtmek gerekir .



  Yine bu önceki soru ile birlikte bu soruya verilen verilen cevapların oranları birlikte değerlendirildiğinde bisiklet kullananların aile ve yakın çevresinde bisiklet kullanımına karşı çıkan ciddi bir oran olduğunu söylemek mümkün. Ortaya çıkan oran göstermekte ki bisiklet kullananların % 24 ünün yakın çevresi bisiklet kullanımına tamamen  karşı çıkmakta. Bu durum gerçekten üzerinde durulması gerkli önemli bir konu.
    Sonuç olarak ifade etmek gerekir ki bisiklet kullanım üzerine yaptığımız bu değerlendirme anketinin üzerinde durulması gereken önemli sonuçlara işaret ettiğini düşünüyorum. umarım burada çıkan sonuçlar sizler içinde açıklayıcı ve faydalı sonuçlar ortay çıkarmıştır. Çalışmaya katılıp soruları cevaplayarak destek veren bisiklet severlere teşkkürlerimle.








2 Ocak 2017 Pazartesi

Bisiklet Kazalarında Bilinmesi Gerekli Önemli Noktalar

    Bisiklet kullanma konusunda ne kadar iyi olursanız olun bisiklet kazaları bisiklet kullanan herkes için bir risktir ve kaza aniden, çok hızlı bir şekilde meydana gelir. Gün boyu büyük bir keyifle kullandığımız bisiklet ile uzun mesafeler kat edebilmek mümkün. Ancak bisiklet kullanımı sırasında küçük bir dikkatsizliğin ya da bir anlık bir aksiliğin çok büyük bir problemlerle sonuçlanabileceği de unutulmaması gerekir.  Bu nedenle kazalar konusunda önceden edinilmiş bazı bilgiler ve alınacak bir kaç önlem bu gibi durumlarla karşılaşılması halinde çok büyük bir önem taşımaktadır.İşte bir kaza durumu için öncelikle dikkat edilmesi gereken önemli maddeler.

  • Kafa yaralanmalarına dikkat 
    Kafa yaralanmaları çok dikkat edilmesi gereken bir durum. Kafa yaralanmaları durumunda bisiklet ile kaza yapıp kafasına darbe alan bazı kullanıcılar gözle görülür bir kanama ya da darbe görmediklerinde durumu önemsemeyerek bu konuda dikkatsiz davranabilmektedir. Bu durumun o anda gözle görülemeyecek beyin kanaması ile sonuçlanabileceği ve öldürücü olabileceği unutulmamalıdır. Kaza ile karşılaşıldığında 112 acil servisi çağırmanın yanı sıra geçen süre zarfında bisiklet kullanıcısı ya da eşlik eden arkadaşı tarafından aşağıda belirtilen kontrollerin yapılması oldukça önemlidir.
  • Öncelikle kaskta bir darbe bir kırık olup olmadığı kontrol edilmelidir. Kaskta görülen bir hasar bir kafa darbesi alındığı anlamını taşıması açısından önemlidir.
  • Kafa  tramvalarında bulantı, kusma ve çift görme çok önemli bulgulardır. Bu durum beyin iç basıncının artmasına işaret etmesi nedeniyle acil tıbbi müdahale gerektiren bir durumdur.
  • Baş ağrısı dikkat edilmesi gerekli bir diğer husustur. Özellikle ağrının giderek artmaya devam edip etmediği mutlaka takip edilmelidir.
  • Kafa ve boyun tramvalarında eğer bilinç kapalıysa yaralıya herhangi bir müdahalede bulunulmamalı, ambulansın gelmesi beklenmelidir.
  • Kaza geçiren kişiye nerede oturduğu, devlet başkanının kim olduğu gibi bazı basit sorular sorularak her hangi bir kafa karışıklığı olup olmadığı kontrol edilmelidir.
  • Derin nefes alıp verin
      Nefes alıp vermede zorlanma çok tehlikeli bir durumun habercisi olabilir. Kaza geçiren bir çok kişi kaburga darbelerinde bir kaburga kırığı olsa da, kaburga kırığına karşı bir şey yapılmayacağı ve kendi kendine iyileşmesi gerektiği düşüncesiyle hastaneye gitmeyi ihmal edebilmekte. Bu durum büyük bir ihmale işaret etmektedir. Zira kaburga kırıklarında oluşabilen keskin kemik kenarları özellikle ciğerler üzerinde baskı yaparak ciddi deformasyonlara sebep olabilir. Bu nedenle kaza sonrasında eğer nefes almakta zorlanıyor ve acı duyuyorsanız vakit kaybetmeden bir tıbbi yardım almanız çok doğru olacaktır.
  • Karın boşluğunuzu muayene edin
       Bisiklet kazası sırasında, özellikle gidon üzerinden alınan darbe nedeniyle karın boşluğunda ciddi yaralanmalarla karşılaşabilmektedir. Karın boşluğunun savunmasız yumuşak dokulardan ve önemli organlardan oluşması nedeni ile bu tip yaralanmalarda çok dikkatli olunmalıdır. Eğer karın boşluğundan bir darbe aldıysanız ilk yapmanız gereken bu bölgeyi elle muayene etmenizdir. Muayene sırasında dokunulduğunda  diğer yerlere göre daha hassas durumda bir yer olup olmadığına dikkat edilmelidir. Ağrı ve acı ile hassasiyet gösteren bölge bir iç yaralanmanın habercisi olabilir. Ayrıca karın boşluğunda bir sertlik ya da şişlik bir iç kanama belirtisi olabilir. Bu nedenle bu konuda dikkatli bir el muayenesinin yapılması önemlidir.

  • Bir kanama olup olmadığını önemli
    Eğer bir açık kanama durumu varsa turnike uygulaması kanamanın durdurulması için yapılan önemli bir müdahaledir. Ancak bununla beraber turnike uygulaması hakkında bir bilgi ve eğitiminiz yoksa bu uygulamanın yarardan çok zarar vereceği unutulmamalıdır. Bu nedenle böyle bir durumda en uygun seçenek temiz bir bez ile kanama bölgesinin üzerine doğrudan basınç uygulayarak yarayı sarmak olabilir.
  • Omurga yaralanmalarına dikkat 
    Boyun ve sırt yaralanmaları çok dikkat edilmesi gerekli bir diğer konudur. Özellikle bir kaza sonrasında el veya ayak parmaklarında  hissedilen uyuşma ve karıncalanmalar omurilik yaralanmasına işaret edebilir. Boyun ve bel travması geçirmiş olan kişi kesinlikle yerinden hareket ettirilmemeli, ambulansın gelmesi beklenmelidir. Aksi halde  bir felç durumu kalıcı bir hale dönüşebilir..
  • Kişisel bilgiler ile ilgili bir cep notu bulundurmak gerekli
    Herhangi bir kaza ve bilinç kaybı durumunda kişisel bilgileri içeren bir bilgilendirme notunun bulundurulması hayat kurtarıcı olabilir. Bu bilgilendirme notunda kişiye  ait tıbbi bilgiler,  çeşitli ilaçlara karşı alerji ve hassasiyetler, irtibat kurulabilecek yakınların iletişim bilgileri yer almalı ve  müdahalede bulunacak personele yol göstermelidir.
  • Yola çıkmadan önce kısa bir notla en az bir iki kişiyi yolculuktan haberdar edilmeli
    Özellikle yalnız yola çıkıyorsanız sizden kimsenin haberdar olmaması size kimsenin ulaşamayacağı anlamına gelebilir. Eğer yolculuk yaptığınız yer ayrıca  ıssız bir bölge ise tehlike daha da artacaktır. Bu nedenle nereye yolculuk yaptığınızdan haberdar ve belli bir süre sonra sizden haber alamadığında harekete geçebilecek yakınlarınızın olması güvenliğiniz açısından çok önemlidir.

Katkılarından dolayı Dr. Cengiz Erten'e teşekkürler.
Kaynak:http://www.bicycling.com/rides/safety-etiquette/7-things-emts-wish-you-knew-about-bike-crashes/slide/7